Tam yarım asırı geride bırakan Türkiye Deniz Canlıları müzesi 50. Yaşını kutluyor. Mumyalanan her balıkta emek ve…
Tam yarım asırı geride bırakan Türkiye Deniz Canlıları müzesi 50. Yaşını kutluyor. Mumyalanan her balıkta emek ve gelecek olduğunu belirten müze kurucusu Balıkçı Kenan; “Müzemiz bugün 50 yıldır var. İnşallah 150 yıl, 350 yıl sonrada var olacak” dedi.
50 yıl önce büyük emekler sonucu dünyaya kazandırılan Türkiye Deniz Canlıları Müzesi kuruluşundan bugüne milyonlarca ziyaretçi ağırladı. Müzenin adı ülkemizin dışında dünyanın birçok noktasında da duyuldu. Büyük, küçük herkesin ziyaret ettiği Türkiye Deniz Canlıları Müzesi’ne yabancı turistlerde büyük ilgi gösterdi. İçerisinde binlerce balığın mumyalanmış halini barındıran müze, bugünde yüzlerce çocuğu ağırladı.
HAMSİ’DEN KÖPEKBALIĞINA BİNLERCE MUMYA BALIK BULUNUYOR
İnsanlık adına mumya balıkların büyük bir kazanç olduğunu belirten müze kurucusu Balıkçı Kenan: “Tam yarım asır önce 50 gramlık hamsinin mumyalanması ile başlayan bu serüven bugün bin 500’ün üzerinde deniz canlısını barındırıyor. 2 tonluk köpekbalığından, orkinosa. Dev vatozlardan, kılıç balıklarına kadar Türk karasularında yakalanan balıklar mumyalanmış halde ziyaretçilerini bekliyor” dedi
DENİZLER VE BALIKLAR BİZİM İÇİN BİRER NİMET
Türkiye’ye kazandırdığı Türkiye Deniz Canlıları Müzesi ve özellikle çocuklara ve gençlere aşıladığı balık tutkusundan dolayı Balığı Sevdiren Adam olarak anılan müze kurucusu Balıkçı Kenan müzeyi ziyarete gelen öğrencilere önce müzeyi gezdirdi ardından da balık ekmek ikram etti. Meraklı bakışlar arasında müzedeki balıkları inceleyen öğrencilere balıklar hakkında bilgi veren Balıkçı Kenan: ‘Çocuklarımızı böyle meraklı ve heyecanlı görünce çok mutlu oluyorum. Denizlerimiz ve balıklarımız bizim için birer nimet. Bu nimetin değerini bilmeleri içinde şuanki ve gelecek nesillere bu müzeyi kazandırdık. Yaşadığımız coğrafyanın, denizlerimizde bulunan balıkları bu sayede görerek ve dokunarak öğrenmiş oluyorlar” diye konuştu.
MÜZE 300 TON BALIKTAN OLUŞUYOR
Yarım asırdır Türkiye Deniz Canlıları Müzesi’nde bulunan balıkların 300 tondan oluştuğunun altını çizen Balıkçı Kenan: “Tek tek, ilmek ilmek işlediğimiz müzede balıkların toplam ağırlığı 300 ton. Tırlar dolusu balığı gelecek nesillere kazandırmak için mumyaladık. Çocuklarımızın, denizlerimizdeki balıkları en iyi anlayacakları ve görecekleri yer Türkiye Deniz Canlıları Müzesi” ifadesini kullandı.
ÇOCUKLAR GONGU ÖĞRENDİ
Eski zamanlarda gemilerdeki haberleşmeyide müzeyi ziyaret eden çocuklara anlatan Balıkçı Kenan: “Eskiden gemiler çok büyüktü yemek saatlerinde gemicileri uyandırmak için gonk sesi çalınıyordu. Sabahları tayfayı kaldırmak için bir gonk Öğle yemeği için iki gong. Akşam yemeği içinde üç kere gong vurulup gemidekilere duyurulurdu. Bizde burada gelen öğrencilerimize eskiden gemide nasıl haberleşilirdi onu gösterdik” dedi.
OKUL GİBİ MÜZE
Belkide 10 yıl sonra tarihten silinecek yada görmekte olamayacağımız balıklarıda bu sayede ölümsüz hale getirdiklerini söyleyen Balıkçı Kenan: “Mumyalanan balıkların bozulmaması için her sene bakım yapıyoruz. Deforme olmaması için uğraşıyoruz. 50 sene önce mumyaladığımız balıklar yeni mumyalanmış gibi duruyor. Öğrenciler burada olan balıkları yıllarca inceleme imkanı bulacak. Öğrenme çağındaki çocuklarımız, şimdilerde ancak kitap, ansiklopedi ve belgesellerde görebilme imkanı buldukları balık türlerini müzemizde yakından, dokunarak inceleyebiliyorlar. Amacım; çocuklarımızın, geleceğimizin her bireyin buradan bir şeyler öğrenebilmesini sağlamak. Gençlerimize eğitimde bir nebze katkım olabiliyorsa ne mutlu bana. Müzemize ulaşımda gayet kolay. Metrobüse yakınız. Girişlerimiz ücretsiz” dedi.
BU İŞ GÖNÜL İŞİ
Bu işin gönül işi olduğunu belirten Balıkçı Kenan: ‘Çocuklarımız balıkları burada dokunarak inceliyor. Böyle bir imkan başka hiç bir yerde bulamazlar. Devasa mumya balıkların kaç yıl yaşadığını, hangi denizlerle olduğunu hepsini burada öğreniyorlar. Onları görünce, bizlere sorular sordukça ilk günkü gibi heyecanlanıyoruz. Bizim yaptığımız iş gönül işi. Memleketimize, çocuklarımıza katkımız oluyorsa ne mutlu bize. Bizler elimizden geldiği kadar denizi ve balığı sevdirmek için gayret gösterdik. Göstermeye de devam edeceğiz’ dedi
DENİZLER EKMEDEN BİÇTİĞİMİZ TARLALARIMIZDIR
Ülkemizde denizlerimizin önemini her fırsatta dile getiren usta balıkçı Balıkçı Kenan: “Denizlerimiz bizler için birer maden. Milyonlarca çeşit balık türü var. Denizlerimizin kıymetini bilmeliyiz. Denizlerimiz tükenmeyen madenlerimiz. Denizlerimiz ekmeden biçtiğimiz tarlalarımızdır. Bizler gelecek nesillere denizlerimizin kıymetini elimizden geldiği kadar anlatmaya çalışıyoruz. Bu madenlere sahip çıkalım” diye konuştu.
BALIK ANNE SÜTÜNDEN SONRA YIPRANAN DOKULARI ONARAN TEK BESİN KAYNAĞI
Balığın faydasının saymakla bitmediğini söyleyen Balıkçı Kenan: “Balık reçetelere yazmadığı tek ilaç. Anne sütünden sonra yıpranan dokuları onaran tek besin kaynağı balıktır. Yaşlıların kan dolaşımını hızlandırır. Büyüğe de faydası çok, küçüğe de. Biz burada müzedeki balıkları anlatırken çocuklarımıza balığın öneminede dikkat çekiyoruz. Faydalarını anlatıyoruz. Herkesi haftada en az iki kere balık yemeğe davet ediyorum” ifadelerini kullandı.